Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, Ayasofya’nın 1700 yıllık tarihini yaşatmak ve onun sesi olabilmek için ziyaretçilerini bekliyor. Müzemizde ziyaretçilerimize birbirini tamamlayan 2 farklı deneyim sunuluyor.
Turumuz Bizans Dönemi’ne ayrılan bölüm ile başlıyor. Bu bölümde Bizans devletinin kuruluşu, Ayasofya’nın bugüne gelen nihai yapısının inşasından önce ve sonra geçirdiği aşamalar, çağının çok ötesindeki mimarisi ve özellikle de muhteşem kubbesi, ikonoklazma dönemindeki yıkımlar ve Haçlı Seferleri sırasındaki büyük yağma, her biri özel hazırlanmış görsel şovlarla ve sonsuzluk aynası olarak adlandırılan yeni inovatif yöntemlerle anlatılıyor. Ziyaretçilerimiz şehrin kurucusu Konstantin’i, İmparator Theodosius’u, Ayasofya’nın eşsiz mimarisinin kurucu fikir babası matematikçi İsidorus’u ve mabedin banisi İmparator Jüstinyen’i tanıyor, her birinin Ayasofya’nın tarihindeki yerini öğreniyor.
Hadis kapısından geçilerek ulaşılan Osmanlı bölümü, Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı nasıl göz bebeği yaptığının hikayesi ile başlıyor, takip eden padişahların her birinin adeta küllerinden yeniden doğan Ayasofya’ya yaptıkları katkılarla devam ediyor. Büyük usta Mimar Sinan ve Ayasofya’yı bugünlere taşıyan önemli revizyonları, olağanüstü görsel şovlar eşliğinde sunulurken, dokunuşlarıyla Ayasofya’nın mimarisine ve sanatına katkılarda bulunan çok sayıda ismin eserleri anlatılıyor.
Müzenin sergi salonunda ise ziyaretçilerimiz Ayasofya’nın dördüncü yüzyıldan günümüze ulaşan tarihini gözlemleme ve çok önemli bir bölümü ilk kez gösterime sunulan tarihi eser koleksiyonu ile kıymetli mabedi yakından tanıma şansı yakalıyor. Toplam 300’e yakın eser, dönemlerine göre 4 ayrı bölümde sergileniyor: Kilise, Camii, Müze ve yeniden Camii. Kronolojik bir koridor boyunca sergilenen eserler arasında mabedin mühürlü tuğlalarından mozaiklerinde kullanılan malzemelere, hat levhalarından tarihi tablolara kadar farklı türlerden çok sayıda orijinal parça yer alıyor.